Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Osmanlı'nın En Enteresan, En Marjinal Diplomatı: Halil Şerif Paşa

    Az kişinin bildiği ilginç Osmanlı figürlerinden biri...

    İlk olarak kısaca bakalım; Halil Şerif Paşa Kimdi?

    Halil Şerif Paşa 1831 yılında Kahire'de doğmuş, eğitim döneminden sonra Osmanlı için önemli görevler üstlenmiş bir devlet adamıydı.

    Babası Mehmet Şerif, Osmanlı Devleti'nin ayaklanmacı Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın sağ koluydu. Kavalalı, "batıcı" yönü ile bilinen bir devlet adamı olduğu için Halil Şerif eğitimini Fransa Paris'te aldı. Sanata olan ilgisi de burada başlamıştı zaten...

    Renkli yaşamı ve yetiştiriliş biçiminin getirdiği farklı kişiliği onu Osmanlı'nın son döneminin en ilginç karakteri yaptı desek yanılmış olmayız...

    Osmanlı'nın alışık olmadığı türde bir sanat aşkı...

    Öğrencilik yıllarında bulunduğu Fransa'da yeşeren sanat sevdası Halil Şerif'in daha o dönemlerde bir tablo koleksiyoncusu haline getirmişti.

    Fransa'ya her gidip gelişinde mutlaka bir veya daha çok tablo ile geri dönüyordu evine...

    İlk başlarda amatör olan bu ilgi, zaman geçip işin inceliklerini öğrenince profesyonel bir hal almaya başladı. 1855 yılında Fransa'da bulunduğu bir dönemde Mısır'dan getirdiği eserlerin sergilendiği bir sergi bile açtı.

    Çok iyi bildiği Fransızca sayesinde Devletten sefirlik teklifi alan entelektüel devlet adamı *Atina elçiliğinde katiplik, 1861-1864 arasında St. Petersburg'da büyükelçilik, İstanbul'da Sadrazam müsteşarı, Hariciye Nazırlığı, Adliye Nazırlığı ve Paris Büyükelçiliğ**i* gibi devletin önemli kademelerinde görev aldığı için sosyal anlamda çevresi inanılmaz genişti.

    Özellikle yurt dışındaki entelektüel dostlarının sayısı bir hayli fazlaydı.

    Avrupa'nın göbeğinde varlıklı, entelektüel ve sanatsever bir Osmanlı Paşası...

    Fransa'da yaşadığı dönemde, entelektüel birikimi ile dikkatleri üzerine çeken ve kolaylıkla Paris sosyetesine giren Halil Paşa her gittiği ortamda ilgi odağı olmayı başarıyordu.

    Paris'teki hareketli yaşamına devam ederken Napolyon'un da çok yakın arkadaşı olan Jeane de Tourbey ile tanıştı ve evlendi.

    Namı o kadar yayılmıştı ki Osmanlı'da bile kendisine "Süslü" Lakabı takılmıştı. Sanata olduğu kadar kadınlara da düşkündü, kumara ise tam anlamıyla bayılıyordu.

    Bu bahsi geçen dönemde ise tablo koleksiyonuna devam ediyordu marjinal diplomat. Eşinin eski sevgilisi sayesinde ünlü ressam Gustava Courbet ile tanışma fırsatı yakaladı. Courbet resim sanatında realizmin en önemli isimlerinden biriydi fakat Halil Şerif'in ilgisini çeken tablolar "Nü" diye tabir edilen çıplaklık üzerine kuruluydu.

    (Hemen yukarıdaki "Uyku" adlı tablo gibi)
    Müslüman olmasına rağmen sipariş ettiği tablolar ile çevresini şaşırtan, enteresan bir adam...

    Mesela Courbet'in yukarıdaki hali ile yayınlayabildiğimiz L'Origine du Monde (Hayatın orijini) adlı tablosunu Halil Paşa'nın koleksiyonundaki en değerli ve sevdiği parçalardan biriydi.

    Bu tabloyu ressama özel olarak ısmarlayan Paşa evin gizli bir yerinde tutar, sadece çok samimi gördüğü arkadaşlarının görmesine izin verirdi.

    Dönemim Fransa Kültür Bakanı tablo için "bu tablo kuşkusuz görüp görebileceğimiz en cüretkar tablodur" yorumunu yapmış, not düşelim...

    Dünyanın en önemli ressamlarından E.Delacroix'nın tablolarını bir bir satın aldı.

    Koleksiyonunu hızla geliştiren paşa E.Delacroix'nın en önemli 6 tablosunu satın aldı. Hatta bunların içinde çok bilinen, 40 bin frank ödeyerek aldığı "Liefe Başpiskoposu’nun Katli" isimli tabloda vardı.

    Paşa dönemin en varlıklı insanlarından biri olduğu için tablolara verdiği paralar zamanımızın milyon dolarlarına eş değerdi.

    Koleksiyon içerisinde eserleri bulunan bazı ressamlar Delacroix, Jean Aguste, Prosper Marilhat, Backhuysen, Boucher, Watteau, Corot, Courbet, Decamps, Diaz, IngesIsabey, Rousseuo, Troyon.

    Sadece Fransa'nın değil dünyanın en ünlü koleksiyoncularından biri bir Osmanlı Paşası idi...

    Onlarca tablo biriktiren ve renkli yaşamı ile herkesin dilinde olan Halil Paşa bir süre sonra vatanına dönmek istedi ve üst makamlardan İstanbul'da görev almak için ricada bulundu.

    İyi bir devlet adamı olan Paşanın ricası kabul gördü fakat tek bir şartla;

    "Çıplak tabloları Fransa'da bırakacaktı."

    Sanatın resim dalı için konuşursak; Dünyanın en ünlü resim koleksiyoncusu olarak adını tarihe yazan Paşa, dönmeden hemen önce tablolarının neredeyse hepsini (109 adet tablo) sattı. (1868)

    O zaman sanat eleştirileri yazılan ve satış müzayedesinin ayrıntılı analizi yapılan Lartiste adlı dergide olaydan şöyle bahsedilmiş;

    "Her resim dikkatle seçilmiş. Aralarında bir tane bile kötü resim,bir tek sahte inci yok. Her sanatçının en saf elmaslarından biri burada..."

    Halit Paşa ise müzayededen sonra şöyle konuştu;

    "Hayat ne garip, kadınlar beni aldattı, kumar yıktı ve resimlerim ise büyük paralar getirdi..."

    (Satılan eserlerin şu anki değerlerinin 1 milyar dolardan fazla olduğu biliniyor)

    İstanbul'a döndükten sonra bir süre daha devlet erkanında görev alan Paşa 1879 yılında, Sultan II. Abdülhamid’in cülus alayında at üzerindeyken güneş çarpması sonucu vefat etti.

    Not: Paşanın hayatı üzerine Fransız yazar Michelle Haddad'ın bir kitabı da var.

    Yerel Seçim 2024


    En Çok Aranan Haberler