Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Bilimsel Bir Araştırmaya Göre Komplo Teorilerine İnanmaya Meyilli İnsanların Düşük Zekalı Olma İhtimali Daha Fazla

    Düşük zekalı insanlar, zekice gibi görünen ama gerçeklikten uzak ve yanıltıcı öngörüler ortaya koyan fikirlere inanmaya daha meyilli.

    Güncel bir araştırmaya göre **sahte bilim/sahte-bilgelik\

    *ve *kurnaz saçmalık*lara inanan insanların zeka seviyelerinin düşük olma ihtimali inanmayanlara göre daha yüksek. Ayrıca bu insanların komplo teorileri ve paranormal olaylara da inanma olasılığı daha yüksek.

    Ontario'daki Waterloo Üniversitesi'nde doktora tezi üzerinde çalışan Gordon Pennycook ve ekibi, yüzlerce katılımcı üzerinde sürdürdüğü araştırmaların detaylı sonucunu "Sahte-bilimin (sahte-bilgeliğin) Saçmalığının** Algılanması ve Tespit Edilmesi Üzerine" başlıklı makalelerinde yayınladı.

    Saçmalık tespit edilmesi çok kolay bir şey değil. Kulağa ne kadar sıradışı gelse de gerçeğe ne kadar uzak görünse de komplo teorisi veya new-age *saçmalıklar*ın kendi içlerinde bir tutarlılığı vardır.

    Pennycook sahte bilgelik saçmalığı tanımına örnek vermek için şu alıntıyı kullanıyor: "Gizli anlamlar benzersiz güzelliklere dönüşür"

    Makalede bu ifadeyle ilgili "ne kadar derin görünse de, rastgele kelimelerin doğru bir sözdizimsel sıralama ile yanyana gelmesiyle ortaya çıkan sıradan bir cümleden fazlası değil" deniyor. Daha amiyane bir tabirle anlatmak gerekirse:

    bu ifadedeki derinlik bir kamyon arkası yazısındakinden fazla değil!

    Ayrıca makalede değinilen başka bir nokta ise saçmalık ve safsata arasındaki fark: "safsatanın aksine saçmalık, bir şey ima eder fakat yeterli anlam ve gerçeklikten yoksundur."

    Hatta Pennycock bu tarz bilgece görünen rastgele aforizmalar oluşturan bir websitesi hazırlamış. Websitesinde bize gelen bazı aforizmalar şöyle:

    "Yersizleşme sezgilerimizin, benliğimizin ve toplumun gelişimini sağlar."

    "Hayat yükselen paradigma değişikliklerinin öz-kabulümüze giden yoludur. Bir miti kabullenmek o mite dönüşmektir."

    "Yaşam sabittir. Bugün bilim bize doğanın özünün hakikatten geçtiğini gösteriyor."

    Örnekleri, yukarıdaki bağlantıdan dilediğiniz gibi çoğaltabilirsiniz.

    Pennycook çalışmasında 300'den fazla gönüllüden, websitesinde oluşturduğu bu aforizmaların derinliklerini birden beşe kadar bir ölçekte değerlendirmelerini istedi. Değerlendirmenin sonunda aforizmaların derinlik ortalaması 2,6 çıktı. Katılımcıların %27'si aforizmaları 3 veya üzerinde değerlendirdi.

    İkinci bir testte ise, son yılların en popüler ruhani new-age ikonlarından Deepak Chopra'nın twitter hesabından bir takım iletiler okutuldu. Fakat araya Pennycook'un websitesi tarafından üretilen aforizmalar da eklendi ve katılımcılara okuduklarının Deepak Chopra'nın kendi iletisi olup olmadığını tahmin etmeleri beklendi. Bu testte katılımcıların büyük bölümü gerçek tweetlerle sahteleri ayırt edemedi.

    Araştırmanın üçüncü ve dördüncü aşamalarında "yeni doğan bebeklerin aşırı ilgiye ihtiyacı vardır" gibi sıradan veya "ıslak biri yağmurdan korkmaz" gibi bilinen ve bilgece kabul edilen cümleler okutuldu ve katılımcıların önlerine gelen her şeyi derin diye etiketlemediğinden emin olunmak istendi.

    Tahmin edebileceğiniz gibi katılımcıların büyük kısmı sıradan cümlelerin derin anlamları olmadığını, bilinen cümlelerin ise derin anlamları olduğunu ifade etti.

    Bu testlerin yanı sıra araştırmacılar, katılımcıların kendileri hakkındaki genel görüşleri ve dünya algıları gibi özelliklerinin de notlarını tuttular.

    Bu veriler ışığında, makalenin bir bölümünde sahte bilgeliğe derin anlamlar yükleyen katılımcıların "tefekkür ve kognitif bilişsel kapasitelerinin (akıcı sözlü anlatım, sayısal beceriler vb.) düşük olduğu; varoluşsal karmaşa ve komplocu kavrayışa daha açık" olduklarından bahsediliyor.

    Makale, bunlara ek olarak bu katılımcıların önemli bir bölümünün de aynı zamanda dini ve/ya paranormal inançlara daha eğilimli olduğunu bildiriliyor ve alternatif tıp (bizdeki üfürükçü hocalar) gibi bilimsel dayanağı olmayan tedavi yöntemlerine güvenebildiğini ekliyor.

    Pennycook "bulgularımız, müphem ve anlamsız ifadeleri derin bulmanın psikolojik bir olgu olduğunu destekleyecek meşruiyete sahip" diyor. İnternetin yaygınlığı ise insanların bu tarz sahte bilgeliğe hiç olmadığı kadar fazla maruz kalmasına neden oluyor.

    İnternette henüz Türkçe tercümesi yok fakat İngilizceniz yeterliyse ve kendinizi irrasyonel düşüncenin pençesinden kurtarmak istiyorsanız makaleyi okumanızı tavsiye ederiz.

    *İçeriğin orijinalinde "pseudo-profound" olarak geçen ifade "sahte-bilgelik" şeklinde tercüme edilmiştir.
    **İçeriğin orijinalinde "bullshit" olarak geçen ifade "saçmalık" şeklinde tercüme edilmiştir.

    Yerel Seçim 2024


    En Çok Aranan Haberler